Günümüzde Covid-19 pandemisinin ve ekonomik krizin de etkisiyle taşınmaz sahipleri kiralananda bulunan kiracılarını taşınmazdan çıkartmak istemektedirler. İhtiyaç sebebiyle tahliye davası kiralayan ya da malikin kiralanan taşınmaza ihtiyaç duyması sebebi ile gayrimenkulü tahliye etmesi istemine dayanır. Söz konusu dava kiralayanın eşi, alt soyu ve üst soyu ya da bakmakla yükümlü olduğu kişinin ihtiyacı sebebiyle açılabilir. Ancak davanın belirli şartları vardır:
Türk Borçlar Kanunu 350. maddede düzenlenmiştir:
Madde 350 - Kiraya veren, kira
sözleşmesini;
1. Kiralananı kendisi, eşi,
altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için
konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, belirli
süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya
ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen
sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava
ile sona erdirebilir.
İhtiyacın gerçek, inandırıcı ve zorunlu olması gerekmektedir. Yargıtay kararlarında konut veya işyeri kullanma ihtiyacını somut olaya göre değerlendirilmektedir.
Belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya veren 3-6 aylık fesih
bildirim sürelerine uygun olarak 1 ay içinde tahliye davası açarak kiracının
kiralanandan tahliyesini sağlayabilir. Buna göre kira sözleşmesinin yapıldığı
tarihten sonra her 6 ay bir fesih bildirim dönemi olup, fesih isteyen kiralayan
taraf 6 aylık dönemin sonunda feshi gerçekleştirebilmek için en az 3 ay önceden
tahliyesi istenen kiracıya fesih bildiriminde bulunmak zorundadır. Fesih
bildirimine rağmen kiracı kiralananı boşaltmamışsa kiraya veren fesih dönemi
sonundan itibaren 1 ay içinde tahliye davası açabilecektir.
Fesih dönemine
ve fesih bildirim sürelerine uyulmadan açılan dava usulden reddedilecektir.
Kiracı
kiralananı kullanırken taşınmazın maliki değişebilir. Yeni malik miras, satış,
bağışlama gibi yollarla kiralananın yeni maliki olabilir. Bu durumda kiracı
kiralananı kullanmaya devam eder. Ancak belirtilen şartların varlığı halinde
yeni malik veya kanunda belirtilen yakınlarının kiralananı konut ya da iş yeri
olarak kullanma gereksiniminin ortaya çıkması halinde kiracıyı tahliye etme imkânına
sahiptir.
İhtiyaç
nedeniyle tahliye davası için görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesi, yetkili
mahkeme ise kiralanan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Böylece ihtiyaç
nedeniyle tahliye davası somut olaya göre, dava dilekçesiyle, kiralanan
taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinde açılır.
TBK m. 355/1
gereği ihtiyaç nedeniyle kiracının tahliyesi gerçekleştirildikten sonra kiraya
veren haklı bir sebep olmaksızın kiralananı 3 yıl geçmedikçe tahliye edilen
kiracıdan başkasına kiralayamaz. Aksi halde kiraya veren ihtiyaç nedeniyle
tahliye ettirdiği kiracıya son kira yılında ödenmiş olan bir yıllık kira
bedelinden az olmamak üzere tazminat öder. 3 yıllık süre geçtikten sonra kiraya
veren herhangi bir sınıra tabi olmadan taşınmazı herhangi birine kiralayabilir.
Tahliyeye sebebiyet veren ihtiyacın sonradan ortadan kalkması haklı bir sebep
teşkil edecektir ve yeniden kiralama yasağına aykırı olmayacaktır. Yeniden
kiralama yasağına aykırı davranılması halinde, kiraya veren, eski kiracısına
son kira yılında ödenmiş bir yıllık kira bedelinden az olmamak üzere tazminat
ödemekle yükümlüdür.
Yargıtay’ın taşınmazı yazlık olarak kullanma,
hastalık, tayin gibi somut olaylarda kiralanan taşınmazın tahliyesi yönünde
kararları mevcuttur.
T.C. Yargıtay Üçüncü
Hukuk Dairesi Esas No: 2018/7751 Karar No: 2019/493 23.01.2019 Tarihli kararında:
Somut olayda; taraflar arasında 30.11.2014 başlangıç tarihli
kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava,
davacının oğlunun konut ihtiyacının doğmasına dayanmakta olup, ihtiyaçlının
kirada oturduğuna ilişkin akit dosya arasında bulunmaktadır. Konut nedenine
dayalı tahliye davalarında kirada oturan ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın
varlığının başlıca kanıtıdır. Dinlenilen davacı tanıklarının da ihtiyaç
iddiasını doğruladıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda ihtiyacın samimi, gerçek
ve zorunlu olduğunun kabulü icab eder. Mahkemece, ihtiyaç nedeniyle tahliye
isteminin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder