BOŞANMA VE AYRILIK DAVALARINDA ÇOCUK İÇİN TEDBİR NAFAKASI

 



Boşanma ve ayrılık davalarında yargılama sürecinde gerek tarafların gerekse çocuğun mağdur olmaması için bir takım geçici önlemler alınabilmektedir. Bu önlemlerden biri de davanın açıldığı tarihten kararın kesinleşmesine kadar olan süreçte, ergin olmayan çocuğun bakım ve diğer giderleri için velayeti kendisine bırakılan tarafa çocuk için tedbir nafakası verilmesidir. Boşanma ve ayrılık davalarında aile mahkemesi hakimi, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen) almak zorundadır.[1]


Tedbir nafakası tarafların sosyo-ekonomik durumuna, çocuğun gelirlerine, ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Kural olarak irat biçiminde karar verilmesi gerekse de, çocuğun velayeti kendisine bırakılmayan tarafın ekonomik durumunun iyi olması halinde toptan ödenmesine de karar verilebilir. Yargıtay tedbir nafakasının kaldırılması sebebiyle kaldırılmadan önce ödeme yapan tarafın, ödediği tutarları iade alamayacağına hükmetmektedir.


Tedbir nafakasına ilişkin dava, eşlerden birinin yerleşim yerinde ya da tarafların davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yerde bulunan aile mahkemesinde açılmalıdır.


Tedbir nafakası geçici nitelikte olduğundan dolayı, verilen tedbir kararına karşı kanun yoluna başvurulamamaktadır. Verilen tedbir nafakası kararına karşı ayrıca iptal davası açılması da mümkün değildir. Ancak verilen tedbir kararının esas hükümle birlikte temyiz edilmesi mümkündür.


Tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için, çocuğun, velayeti kendisine bırakılan tarafın yanında bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde çocuk için yanında olmayan eş yararına tedbir nafakasına hükmedilememektedir. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi’nin 03.05.2004 tarih, 4877-5666 sayılı kararında ‘’Anne yanında bulunmayan müşterek çocuklar için tedbir nafakasına hükmedilmesi’’ doğru bulunmamıştır.


Tedbir nafakası kural olarak dava tarihinden itibaren verilmesi gerekir ise de, çocuğun dava tarihinden sonra velayeti kendisine bırakılan tarafın yanında kalması, dava tarihinden sonra doğumun gerçekleşmesi ya da dava açılırken tedbir nafakası talebi olmadığı beyan edilmesine rağmen sonradan talepte bulunulması gibi ayrıksı hallerde fiilen kalma tarihi, doğum tarihi ya da talep tarihinden itibaren verilmelidir.


Tedbir nafakasının boşanma ya da ayrılık davasıyla birlikte istenmesi halinde ayrıca harç ödenmesi gerekmezken, ayrı bir dava ile talepte bulunulması halinde harç ödenmesi gerekmektedir. Tedbir nafakasında zamanaşımı söz konusu olmadığından her zaman istenebilmektedir.


Tedbir nafakası davanın reddedilmesi yahut kabul kararının kesinleşmesine kadar verilebilmektedir.


Tedbir nafakası talebinden dava karara çıkıncaya kadar feragat edilebilir. Böyle bir durumda hakim re’sen tedbir nafakasına hükmedemez. Velayet kendisine bırakılan taraf dilerse karardan sonra ancak istinaf, temyiz aşamasında da tedbir nafakası talebinden feragat edebilir. Bu durumda istinaf yahut temyiz merciinin kararı bozarak yerel mahkemeye geri göndermesi gerekmektedir.


Tedbir nafakası, çocuğun ergin olması, vefat etmesi, velayeti kendisine bırakılan tarafın yanından ayrılması, yetiştirme yurdu gibi bir kuruma yerleştirilmesi, boşanma ve ayrılık davasının reddedilmesi yahut kabul edilmesi kararının kesinleşmesi sebepleriyle son bulmaktadır.





[1] Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma, Tazminat ve Nafaka Hukuku, syf.930, Ankara, 2015, 

           

 

                   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder