TİCARİ DEFTER VE BELGELERİN ZAYİ OLMASI


TİCARİ DEFTER VE BELGELERİN ZAYİ OLMASI

Özet
Yasalarımız kural olarak taraflardan birinin kendi tuttuğu evrakı delil olarak kabul etmemektedir. Ancak ispat açısından yazılı delil ile ispat usulüne benimseyen yargı sistemimizde bu durum HMK 222.maddesi ile yumuşatılmıştır. Gerçekten ticari defterler HMK 222.maddesi gereğince ticari davalarda delil olarak kullanılmaktadır.

Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. Kanunda açıkça defter ibraz etmemeye sonuç bağlanmıştır. Bu bağlamda defterlerin kanunlara uygun tutulması kadar, onların zayi olmasını engellemekte büyük önem arz etmektedir.


Ticari Defter ve Belgelerin Zayi Olması
Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. (TTK 82/7-c.1; TDİT 12/4-c.1)

Defter ve belgelerin zıyaa uğrama durumları sınırlayıcı bir şekilde sayılmamıştır. ‘’ su baskını veya yer sarsıntısı gibi’’ ifadesinden bu sonuç çıkmaktadır.

Tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde zayi belgesini talep etmelidir. Aksi halde talep hakkını kaybeder. Zira belirtilen onbeş günlük süre hak düşürücü süredir.

Zayi kavramı defter ve belgelerin yalnızca elden çıkmasını veya yok olmasını değil; tacirin gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen önleyemediği bu nedenle kendisine kusur olarak yüklenemeyen harici bir olay nedeniyle ileri sürülmesinin mümkün olmamasını ifade etmektedir. Ayrıca buradaki kusur defterlerin saklanmasına yöneliktir. Bu nedenle fişin prizde unutulması gibi genel bir kusurun varlığı zayi belgesinin talep edilmesine engel teşkil etmeyecektir. [1]

Önemli olan husus, tacirin iddialarının samimi ve inandırıcı olması, defter ve kayıtların korunması hususunda basiretli bir tacirden beklenen dikkat ve ihtimamın gösterilmesi, zıyaın tacirin iradesi dışında meydana gelmesi ve söz konusu olayda kusurunun bulunmamasıdır.[2]

Zayi kararı alınmasının ispat kuvveti açısından sonuçları bulunduğundan defterlerin zıyaına karar verilebilmesi için TTK anlamında ispat kuvvetine sahip olan defterlerin zayi edilmiş olması gerekir. Bu nedenle defterlerin zıyaına karar verilebilmesi için usulüne uygun tutulması ve açılış kapanış onaylarının yapılması da bir unsur olarak aranmalıdır.[3] Defterlerin kanuna uygun tutulması unsuru aynı zamanda hangi defterlerin zayi edildiğinin ve gerekli kanuni şartları taşıyıp taşımadığının belirtilmesini zorunlu kılar.[4]

Defter ve belgelerin kimin elinde olduğu biliniyorsa mahkemece zayi belgesi talebi reddedilmelidir. Defterlerinin kimde olduğunu bilen tacirin, defterleri elinde bulunduran kişiye iade davası açması gerekir. Ayrıca kullanılmamış defterlerin zıyaı halinde zayi belgesi talep edilemez.

Zayi kararıyla tacir, defterleri ibraz etmemenin vergi hukuku, ceza hukuku ve ispat hukukuna yönelik sonuçlarından söz konusu kurtuluş beyyinesiyle muaf tutulmaktadır.[5]

Zayi belgesi almamış olan tacir, defter ve belgelerinin zıyaa uğradığını başka suretle kanıtlayamaz. Yargılama aşamasında defterlerini ibraz edemeyeceği için bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kalır.

Defter ve belgelerin zıyaa uğraması sebebiyle zayi belgesi talebi hasımsız olarak istenir. Mahkeme gerekli gördüğünde delillerin toplanmasını isteyebilir. Zayi belgesi talebi reddedilen davacı bu kararı temyiz edebilir. Mahkeme tarafından verilecek karar tespit hükmüdür. Bu nedenle kesin delil teşkil etmez ve aksi her zaman ispat edilebilir. [6]




[1] AKSOY, Mehmet Ali, ‘’Türk Ticaret Kanunu Bağlamında Defter Tutma Yükümlülüğü’’, Hacettepe HFD, Yıl 2016, Cilt 6, Sayı 2, (s.135-168) s.154
[2] Zayi belgesi verilebilmesi için zıyaın tacirin iradesi dışında meydana gelmesi ve defter ve kayıtların korunması hususunda gerekli dikkat ve ihtimamın gösterilmesi gerektiği-aracın arka koltuğuna konulan ticari defterlerin çalınmasında tacirin gerekli özeni göstermediğinin kabulü gerekeceği yönünde karar vermiştir. Yarg.11 HD. T.16.11.2011, 2010/3476 E., 2011/15231 K. Erişim www.kazanci.com
[3] Ticari defterler notere tasdik ettirilmemiş ise bu defterler için zayi belgesi verilmesi istenemez. YRG. 11 HD. T.20.22.1992, 1991/3729 E., 1992/10671 K. ; ERİŞ, Gönen, Gerekçeli- Açıklamalı- İçtihatlı 6335-6552 Sayılı Kanunlarla Güncellenmiş TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler: Ticaret Sicili Yönetmeliği ve İlgili Tebliğler, C 1, Madde 1-53, 2.Basım, Seçkin Yayınevi, Ankara,  2014, s.316
[4] Mahkemece zayi belgesi istenen defter ve belgelerin nelerden ibaret olduğu, notere tasdik edilip edilmediği araştırılır. 11.HD., T. 09.06.1997, 4020/4349 KENDİGELEN/MOROĞLU, 2014, s.128; YASAN, 2011, s.93
[5] YASAN, Mustafa, ‘’Zayi Belgesinin Temini İçin Gerekli Olan Koşulların 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Hükümleri İle Karşılaştırmalı Olarak İncelenmesi’’, Batider, Yıl 2011, Cilt 28, Sayı 2, (s.53-120)  s.73
[6] ARKAN, Sabih, Ticari İşletme Hukuk, 22.Basım, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara, 2016, s.352

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder